16 Mayıs 2011 Pazartesi

Türkiyenin İlk Yerli Otomobili Devrim

                                       
  



Üretici Eskişehir Demiryolu Fabrikası (TÜLOMSAŞ)
Model Adı Devrim
Üretim yılı 1961 Karoseri Binek Motor tipi 10 Adet Motor :
4 adet A4L tipi
3 adet A4T tipi
3 adet B3T tipi
Silindir Sayısı : 4 Dört zamanlı
Silindir Çapı : 81 mm
Strok : 100 mm
Sıkıştırma Oranı : 6,8 : 1
Silindir Hacmi : 2070 cm³
Azami Motor Devri : 3600 devir/dk Motor gücü 50 HP (A4L), 60HP (A4T), 70HP (B3T) Max. Hız 135 km/saat Yakıt sistemi Karbüratörlü, Yandan (A4L) ve Üstten Sübaplı (A4T ve B3T) Şanzıman A tipi (3 adet) B tipi (4 adet) Uzunluk 4500 mm Genişlik 1800 mm Yükseklik 1550 mm Boş ağırlığı 1250 kg



Devrim otomobili, 16 Haziran 1961’de Cemal Gürsel’in emri ile yapımına başlanmış, 29 Ekim 1961’de 2 adet olarak üretilmiş ilk Türk yapımı binek otomobildir. Devrim’in maliyeti dönemin rakamıyla 1.400.000 TL’dir ve araç 4,5 ay içersinde üretilmiştir. Aracın 29 Ekim Cumhuriyet bayramı törenine yetişebilmesi için, Ankara’ya trenle nakli sırasında cilalama işlemlerinin tamamlandığı söylenir.
Biraz araştırdığınızda “Araca benzin koymayı unutmuşlar, dünyaya rezil olmuşuz, o yüzden seri üretime geçilmemiş” gibi saçma bir bilgiyle karşılaşırsınız. Ama biraz daha araştırırsanız, www.devrimotomobil.com isimli sitede şu bilgiyi bulursunuz:
9 Ekim sabahı, Devrimler motosikletli oldukça kalabalık bir trafik ekibinden oluşan eskortun arasında yola çıktı. Çıktı ama, eskorttakiler, benzin alma işinden haberleri olmadığı için, Mobil’ e uğramadan yola devam ettiler. Meclis’ in önüne gelindiğinde durum anlaşıldı, acele getirilen benzin 1. Arabaya kondu. 2 numaraya konacağı sırada Cemal Paşa Meclis’ in önüne gelmiş ve Anıtkabir’e gitmek üzere 2 numaralı Devrim Otomobiline binmişti. Yola çıkıldı. Fakat 100 m. Kadar sonra motor öksürerek durdu. Cemal Paşa’ nın “ Ne oluyor ? “ sorusuna direksiyondaki Yüksek Mühendis Rıfat SERDAROĞLU “ Paşam, benzin bitti. “ cevabını verdi. Paşa’ dan özür dilenilerek 1 numaralı Devrim’ e geçmesi rica edildi. Buna uyan Cemal Paşa Anıtkabir’ e bu otomobil ile gitti. İnerken ünlü “ Batı kafasıyla otomobil yaptınız ama, doğu kafasıyla benzin ikmalini unuttunuz ” sözlerini söyledi.
Ertesi gün bütün gazetelerin söz birliği etmişçesine “ 100 metre gidip bozuldu “ başlığını attıkları 2 numaralı Devrim, aynı gün Hipodrom’ daki geçit törenine katılıyor, ne bundan, ne de Cemal Paşa’ nın Anıtkabir’ e bir başka Devrim otomobili ile gittiğinden söz ediliyor; yalnızca haber, yorum ve fıkralarda harcanan bunca paranın boşa gittiğinden dem vuruluyordu. Oysa aynı yıl Tarım Bakanlığı bütçesine konmuş bulunan “ At neslinin ıslahı “ için 25 Milyon TL. ödenek ve sonucundan kimse söz etmiyordu.
Gazetelerin çarpıtma haberlerine rağmen, 1964’te aracın seri üretimine geçilmesi planlanmıştır, ancak bu güzel hayal gerçekleşmemiştir, “Devrim’in seri üretimine neden geçilmemiştir” onu da şu yazıdan öğrenelim:
Devrim’in seri üretimine 1964 yılında geçilmesi planlanıyordu.1964 yılında geçilmesi planlanıyordu. Ne yazık ki yerli otomobilini düşmanları buna mani olmayı başardılar. Maliyet tartışmaları, yerli otomobil üretiminin “rantbal” olmadığı propagandası, hükümete geri adım attırdı. Sonraki hükümetleri oluşturan CHP, Millet Partisi, AP, vs zaten Devrim’den pek hazzetmiyordu. DP  
Tabanına hitap eden partiler, Devrim’in ‘patent hakkına’ sahip olan askerlere puan kazandırmak istemedikleri için, CHP ise 27 Mayısçılarla özdeşleşmekten kaçındığı için, projenin devamını getirmekten kaçındılar. Bilhassa Süleyman Demirel’in Devrim’den nefret ettiği, adını bile duymak istemediği söylenir.
Otosan’ın 1960’lı yılların ortalarında “ilk yerli otomobil” diye piyasaya sürdüğü ve halkımızın “saman yığını” diye andığı Anadol ise, Demirel’i pek heyecanlandırmıştı.
Şu önemli ayrıntıyı da anımsamadan geçmeyelim: Otosan,1959 yılında Ford’la imzalanan bir sözleşme ile kurulmuş ve 1960 yılında F-600 (Ford) imalatına başlamıştı. İşleri çok iyi gidiyordu. Türkiye pazarını tamamen ele geçirmeleri işten bile değildi. Derken, yerli otomobil kampanyası başladı, Devrim doğdu. Devrim’in seri imalatına geçilmesi, Otosan’ın sonu olabilirdi… 
Devrim doğduğunda, Japon otomotiv sanayii henüz emekleme safhasındaydı. Güney Kore mucizesinden ise hiçbir eser yoktu.1961’de başlayan süreç baltalanmadan devam etseydi, bu gün Toyota ayarında bir yerli otomobilimiz olabilirdi. Türkiye’nin ilerlemesini kendi çıkarlarına aykırı görenler, bunu engellemek için ellerinden geleni yaptılar ve yapmaya devam ediyorlar. İlk yerli otomobil projesinin canına okumak yetmedi onlara. Devrim’den öyle korktular ki, bir daha ‘hortlamaması’ için bugün bile her fırsatta vuruyorlar ona. “Birkaç metre gitti durdu” hatta “Hiç çalışmadı” demeyi ısrarla sürdürerek, idealist çıkışların önüne geçmeye çalışıyorlar. Devrim ise, onlara inat, hala dimdik ayakta! Evet, 40 yıl önce Eskişehir ‘deki lokomotif fabrikasında çürümeye terk edilen bej Devrim hala orada ve –ister inanın ister inanmayın- hala çalışıyor. Biz yapamayız, biz edemeyiz, bizden adam olmaz…” diyenler utansın!

Hiç yorum yok: